Sürdürülebilirlik

Thursday, July 18, 2024

Hidrojenle çalışan trenler demiryolu seyahatini dönüştürüyor.

Mevcut ulaşım ağlarımız ve bunların altında yatan teknoloji eskimiş ve çevreye zararlıdır. Yan ürün olarak sadece su üreten hidrojen yakıt hücreleri daha temiz bir alternatif vaat ediyor ve otomobillerde ve halk otobüslerinde etkili olduğu kanıtlandı. Şimdi ise İsviçreli şirket Stadler hidrojenle çalışan treniyle rekorlar kırıyor ve daha yeşil bir demiryolu geleceği için umutları arttırıyor.

Potansiyeline rağmen hidrojen teknolojisi üretim maliyetleri, karmaşıklığı ve çevre dostu olması açısından eleştirilere maruz kalmaktadır. Hidrojen yakıt hücreleri hidrojen ve oksijeni elektriğe dönüştürerek trenin motorlarına güç sağlıyor ve fazla enerjiyi bataryalarda depoluyor. Bu durum Mart 2024'te Stadler'in Flirt H2'sinin 46 saat boyunca durmaksızın 1.741 mil yol kat ederek bir dünya rekoru kırmasıyla gözler önüne serilmiştir.

Alstom'un Coradia iLint ve Birleşik Krallık'ın HydroFLEX gibi projeleri bu yeşil devrimi daha da ilerletiyor. HydroFLEX projesi mevcut trenleri hidrojen yakıt hücreleri ile güçlendirerek mevcut dizel ve elektrikli modeller için sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.

Yeşil hidrojen üretiminin yüksek maliyeti ve depolama ve yakıt ikmali için gerekli altyapının oluşturulması gibi zorluklar devam etmektedir. Hidrojenin yanıcılığından kaynaklanan güvenlik endişelerinin de ele alınması gerekiyor.

Hidrojenle çalışan trenler, sürdürülebilir toplu taşımaya yönelik çok önemli bir adımı temsil etmekte ve demiryolu endüstrisinde potansiyel olarak devrim yaratarak onu daha yeşil ve daha verimli hale getirmektedir.