Bilim ve Dünya
Wednesday, November 20, 2024
Bilim insanları, DESI (Karanlık Enerji Spektroskopik Enstrümanı) teleskobunu kullanarak, yerçekiminin kozmik ölçeklerdeki etkisini incelemeye devam ediyor. Bu teleskop, milyonlarca galaksiden gelen ışığı yakalayarak evrenin tarihini izlemeye olanak tanıyor. Yeni yapılan bir araştırma, DESI aracılığıyla 11 milyar yıllık kozmik tarih boyunca kümelenmiş yaklaşık 6 milyon galaksinin haritasını çıkardı. Bu çalışma, Einstein'ın genel görelilik teorisinin kozmik uzaklıklarda da geçerli olduğunu, yani yerçekiminin büyük ölçeklerde de beklenen şekilde davrandığını gösterdi.
Bu sonuç, evrenin standart modelini destekliyor ve alternatif kütleçekim teorilerinin geçerliliğini sınırlıyor. Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nden kozmolog Pauline Zarrouk, genel göreliliğin güneş sistemi ölçeğinde çok iyi test edildiğini, ancak daha büyük ölçeklerde de bu teorinin doğruluğunu test etmeleri gerektiğini belirtti. Zarrouk, galaksilerin oluşum hızını incelemenin teorileri doğrudan test etmelerini sağladığını ve şu ana kadar genel göreliliğin kozmolojik ölçekteki öngörüleriyle uyumlu sonuçlar elde ettiklerini söyledi.
DESI'nin bu yeni bulguları, Nisan ayında yayımlanan ve evrenin en büyük 3D haritasını oluşturan önceki verilere dayanıyor. Bu önceki araştırmalar, baryon akustik salınımları (BAO) olarak bilinen galaksi kümelenmelerinin belirli bir özelliğine odaklanıyordu. BAO'lar, erken evrende yayılan ses dalgalarından kaynaklanan yoğunluk değişimlerine işaret eder. Yeni analiz ise galaksilerin ve maddenin evrendeki farklı ölçeklerde nasıl dağıldığını inceleyen daha geniş bir yaklaşım benimsiyor.
Michigan Üniversitesi'nden Dragan Huterer, DESI'nin kozmik yapıların büyümesini ilk kez detaylı bir şekilde incelediğini belirterek, bu yeni bulguların karanlık enerji ve yerçekimi teorilerini daha iyi test etmeye olanak sağladığını vurguladı. Bu araştırma, değiştirilmiş yerçekimi ve karanlık enerji modelleri üzerinde yeni kısıtlamalar getirerek evrenin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor. Huterer, bu çalışmanın sadece başlangıç olduğunu ve daha birçok keşfin yapılacağını ifade etti.