Bilim ve Dünya
Monday, July 29, 2024
Oswaldo Cruz Vakfı'ndan araştırmacılar geçtiğimiz günlerde Rio de Janeiro kıyılarında yaşayan Brezilyalı sivri burun köpekbalıklarında kokain tespit etti. Bu, serbest dolaşan köpekbalıklarında uyuşturucuya rastlanan ilk örnek olup, insan faaliyetlerinin deniz ekosistemleri üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırmaktadır.
Çalışmada 13 Brezilyalı sivri burun köpekbalığı test edilmiş ve tüm örneklerin hem karaciğer hem de kas dokusunda kokaine rastlanmıştır. Science of the Total Environment dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, kokain seviyeleri kas dokusunda karaciğer dokusundan yaklaşık üç kat daha yüksekti. Ayrıca dişi köpekbalıklarının kas dokularında erkeklere kıyasla daha yüksek konsantrasyonlara rastlandı.
Çalışmanın eş yazarı ve vakıfta ekotoksikolog olan Enrico Mendes Saggioro, bu bulgunun öncelikle genel uyuşturucu kullanımı ve yasadışı uyuşturucu üretim laboratuvarları tarafından kirletilen kanalizasyon deşarjından kaynaklandığını söyledi.
Saggioro, “Meksika ve Florida'da rapor edilenlerin aksine, burada denize dökülen ya da kaybolan çok sayıda kok kömürü balyası görmüyoruz” dedi.
Çalışma, artan uyuşturucu tüketimi ve yetersiz kanalizasyon arıtma altyapısı nedeniyle kıyı sularında artan kokain kirliliği sorununa dikkat çekiyor. Güney Amerika'da kokainin en büyük ikinci tüketici pazarı olan Brezilya, bu faktörler nedeniyle önemli çevresel zorluklarla karşı karşıya.
Vakfın araştırma ekibinden Rachel Ann Hauser-Davis, sonuçların “Rio de Janeiro'da insanların kokain kullanımı ve kanalizasyon çıkışlarının yanı sıra yasadışı laboratuarlardan insan idrarı ve dışkısının deşarjı nedeniyle kronik maruziyeti” gösterdiğini söyledi.
Kokainin köpekbalıkları üzerindeki potansiyel sağlık etkileri hala bilinmemektedir. Önceki araştırmalar kokainin balık ve midye gibi diğer su canlılarına zarar verebileceğini göstermiş, bu da araştırmacıların kokainin köpekbalıkları üzerinde de zararlı fizyolojik etkileri olabileceğine inanmalarına yol açmıştır.
Çalışma ayrıca, bu köpekbalıklarının avları da dahil olmak üzere diğer deniz canlılarının da kokainle kirlenmiş olabileceğini öne sürerek daha geniş ekolojik etki konusunda endişeleri artırmaktadır. Köpekbalıkları Brezilya ve diğer birçok ülkede rutin olarak tüketildiği için bu kontaminasyon potansiyel olarak insan besin zincirine girebilir.
Çalışmada yer almayan bir uzman, uyuşturucunun köpekbalıklarını çılgınlıklara sürüklediğini gösteren çok az veri olmasına rağmen, sağlıkları üzerinde uzun vadeli etkileri olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Florida Üniversitesi'nden ekotoksikoloji ve çevre mühendisliği uzmanı Tracy Fanara, ilacın köpekbalıklarının büyüme ve üreme oranlarını etkileyebileceğini öne sürdü.
The Telegraph'a konuşan Fanara, “Kokain yüzünden delirmiyor olabilirler ama bu onların yaşam sürelerini kısaltabilir,” dedi. “Bu, ister kokain ister gübre ya da herbisit olsun, tüm dünyadaki sorunları temsil ediyor. Bu kimyasalları çevreye salıyoruz ve asıl soru şu: ekosistemi nasıl etkiliyoruz?”
Fanara, Meksika Körfezi'ndeki köpekbalıklarının kaçakçılar tarafından atılan kokain paketleriyle beslenip beslenmediğini araştıran Discovery Channel filmi Cocaine Sharks'ta yer aldı.
Araştırma ekibi, çeşitli deniz ortamlarındaki kokain kontaminasyonunun boyutunu değerlendirmek için çalışmalarını, özellikle nehir ağızlarında yaşayanlar olmak üzere diğer köpekbalığı ve vatoz türlerine genişletmeyi planlıyor. Ayrıca, göç davranışının kokain birikimini etkileyip etkilemediğini belirlemek için kefal gibi göçmen balıkları da incelemeyi amaçlıyorlar.
Bu çalışma, sucul ortamlardaki uyuşturucu kontaminasyonuna ilişkin daha geniş bir bağlamın parçasıdır. Araştırmacılar 2021 yılında kahverengi alabalıkların kirlenmiş su yollarında metamfetamin bağımlısı haline gelebildiğini tespit etti. Benzer şekilde, çalışmalar Birleşik Krallık'taki tatlı su karideslerinde yasadışı uyuşturucu, ilaç ve pestisit izleri ve ABD, Puget Sound'daki midyelerde oksikodon olduğunu bildirmiştir.
Ortaya çıkan bu çevresel sorunu ele almak için araştırmacılar, deniz ortamlarındaki kokain ve diğer uyuşturucu kontaminasyonunun boyutunu değerlendirmek için düzenli gözetim programları aracılığıyla daha fazla izleme yapılmasını önermektedir. Kıyı sularına uyuşturucu deşarjını önlemek için kanalizasyon arıtma altyapısının iyileştirilmesi de önemlidir.