Yapay Zeka
8/4/2025
Dartmouth Üniversitesi araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen ilk yapay zeka destekli tedavi edici sohbet botu denemesi, katılımcıların semptomlarında önemli iyileşmeler sağladığını ortaya koydu. New England Journal of Medicine yayınevine ait NEJM AI dergisinde yayımlanan sonuçlara göre, Therabot adı verilen sistem, katılımcılar tarafından bir ruh sağlığı uzmanıyla çalışmaya benzer bir düzeyde güvenilir ve iletişim kurulabilir bulundu.
Çalışmaya, Amerika Birleşik Devletleri genelinden majör depresyon bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu veya yeme bozukluğu tanısı almış toplam 106 kişi katıldı. Katılımcılar, Therabot ile akıllı telefon uygulaması üzerinden yazılı olarak iletişime geçti. Sistem, kullanıcıya nasıl hissettiklerini soran komutlarla yanıt verdi ya da kişiler konuşma başlatmak istediğinde diyaloğa geçti.
Araştırma sonucunda, depresyon tanısı alan katılımcılarda semptomlarda ortalama %51 oranında azalma gözlendi. Bu değişim, klinik olarak anlamlı düzeyde duygu durum ve genel iyilik hali iyileşmesi anlamına geliyor. Yaygın anksiyete bozukluğu olanlarda ise semptomlarda %31 ortalama düşüş kaydedildi ve katılımcıların çoğu orta seviyeden hafif seviyeye veya tanı eşiğinin altına geçti.
Tedavisi geleneksel olarak daha zor olan yeme bozuklukları riski taşıyan kişilerde, vücut imajı ve kilo ile ilgili endişelerde %19'luk bir azalma gözlemlendi. Bu sonuç, kontrol grubuna kıyasla önemli ölçüde daha yüksek iyileşme gösterdi.
Araştırmacılar, yapay zeka destekli terapinin halen klinik gözetim gerektirdiğini vurgulasa da, özellikle ruh sağlığı uzmanına düzenli ya da hızlı erişimi olmayan bireyler için gerçek zamanlı destek sağlama potansiyeli taşıdığını belirtti.
Çalışmanın kıdemli yazarı ve Dartmouth Geisel Tıp Fakültesi’nde biyomedikal veri bilimi ve psikiyatri doçenti olan Nicholas Jacobson, "Gözlemlediğimiz semptom iyileşmeleri, geleneksel ayakta tedavi terapisine dair bildirilen sonuçlarla karşılaştırılabilir düzeydeydi. Bu da yapay zeka destekli yaklaşımın klinik olarak anlamlı faydalar sağlayabileceğini gösteriyor," dedi.
Jacobson, "Yüz yüze bakımın yerini hiçbir şey tutamaz, ancak mevcut terapist sayısı ihtiyaçları karşılamak için yetersiz. ABD'de depresyon ya da anksiyete sorunu yaşayan her 1.600 kişi için yalnızca bir sağlayıcı bulunuyor," dedi. Ayrıca, "Yapay zekanın, yüz yüze sistemin dışında kalan çok sayıda kişiye ruh sağlığı desteği sağlamasını isteriz. İnsan destekli ve yazılıma dayalı terapinin birlikte çalışabileceği bir potansiyel görüyorum," ifadelerini kullandı.
Dartmouth Teknoloji ve Davranışsal Sağlık Merkezi'nin tedavi geliştirme ve değerlendirme birimini yöneten Jacobson’un laboratuvarında, Therabot 2019’dan bu yana geliştiriliyor. Geliştirme süreci boyunca Dartmouth ve Dartmouth Health’e bağlı psikolog ve psikiyatristlerle sürekli danışma sağlandı.
Çalışmanın ilk yazarı ve Dartmouth’ta psikiyatri yardımcı doçenti olan Michael Heinz, "Sonuçlar umut verici olsa da, hiçbir üretici yapay zeka ajanı, ruh sağlığı gibi yüksek riskli senaryoların sıkça karşılandığı bir alanda henüz tamamen otonom çalışmaya hazır değil," dedi. Heinz aynı zamanda, "Yapay zekanın ruh sağlığı bağlamında kullanımıyla ilişkili riskleri daha iyi anlamamız ve ölçmemiz gerekiyor," ifadelerine yer verdi.
Therabot’un diyalogları, araştırmacılar tarafından geliştirilen ve kanıta dayalı psikoterapi ile bilişsel davranışçı terapi uygulamalarına dayanan özgün bir eğitim setine dayanıyor. Kullanıcı, örneğin anksiyetesi olduğunu belirtirse, Therabot “Bir adım geri çekilip neden böyle hissettiğini konuşalım,” gibi açık uçlu ve destekleyici ifadeler kullanıyor. Eğer sistem, görüşme sırasında intihar düşüncesi gibi yüksek riskli içerikler algılarsa, kullanıcıya 911’i ya da kriz hatlarını aramak için ekran üzerinde bir buton sunuyor.
Katılımcılara dört hafta boyunca sınırsız Therabot erişimi verildi. Aynı tanılara sahip 104 kişilik kontrol grubunun ise bu erişimi yoktu. Therabot kullanan grubun yaklaşık %75’i herhangi bir ilaç veya tedavi edici müdahale almıyordu. Uygulama, kişilerin ruh hali hakkındaki soruları kişiselleştirerek yöneltti ve verdiği yanıtları katılımcıdan öğrendiklerine göre şekillendirdi. Araştırmacılar, yazılımın verdiği yanıtların tedavi edici en iyi uygulamalara uygunluğunu düzenli olarak inceledi.
Dört haftalık kullanım sonunda, katılımcıların ilerlemesi, ruh sağlığı profesyonellerinin her bir durumu tespit etmek ve izlemek için kullandığı standart anketlerle değerlendirildi. İkinci değerlendirme, dört hafta sonra yapıldı. Bu süre boyunca kullanıcılar sohbet başlatabildi ancak sistem tarafından aktif olarak yönlendirilmedi.
Toplam sekiz hafta sonunda, Therabot kullanan tüm katılımcılarda istatistiksel olarak anlamlı semptom azalması gözlemlendi. Jacobson, "Elde ettiğimiz bu farklar, kişilerin günlük yaşamlarında doğrudan hissedebileceği somut iyileşmelere karşılık geliyor." dedi. Katılımcılar, toplamda ortalama altı saat boyunca Therabot ile etkileşim kurdu; bu da yaklaşık sekiz terapi seansına denk geliyor.
"Sonuçlarımız, ayakta tedavi sağlayıcıları tarafından sunulan altın standart bilişsel terapiyle elde edilen sonuçlara benzer. Bu da, kişilere daha kısa sürede sistemin sunduğu en iyi tedaviye eşdeğer bir çözüm sunabileceğimizi gösteriyor." - Jacobson
Çalışma ayrıca, kişiler ile Therabot arasında kurulan 'tedavi edici ittifakın', yüz yüze terapistlerle kurulan ilişkilere benzer olduğunu ortaya koydu. Jacobson konuyla ilgili "İnsanların sadece verilen komutlara uzun uzun yanıt vermekle kalmadığını, aynı zamanda sıklıkla sohbeti kendilerinin başlattığını gördük. Yazılım ile yapılan etkileşimler, gece yarısı gibi rahatsızlık zamanlarında artış gösterdi." ifadelerini kullandı ve şunları ekledi: "İnsanların yazılımla arkadaş gibi bir bağ kurmasını beklemiyorduk. Bu bana, kullanıcıların gerçekten Therabot’la ilişki kurduklarını gösterdi. Ayrıca yargılanma korkusu olmadığı için insanlarla konuşmaktan daha rahat hissettiklerini düşünüyorum.”
Heinz, Therabot’un gerçek zamanlı kullanım olasılığıyla birlikte kullanıcı bağlılığını artırdığını ve bu bağlılığın uzun vadede sürdürülebilirlik sağladığını belirtti: "Therabot yalnızca bir ofis ortamına bağlı değil, bir hastanın gittiği her yere gidebilir. Günlük yaşamda ortaya çıkan zorluklar karşısında 7/24 erişilebilir olması, kullanıcıların bu zorlukları aşmak için stratejileri gerçek zamanlı olarak uygulayabilmesine olanak sağladı. Ancak yapay zekayı bu kadar etkili kılan şey, aynı zamanda risk kaynağı: Hasta her şeyi söyleyebilir ve yazılım da her şeyi söyleyebilir.” dedi.
Heinz, bu sistemlerin geliştirme ve klinik test aşamalarında güvenlik, etkinlik ve etkileşim tonu açısından titiz standartlara sahip olması ve ruh sağlığı uzmanlarının yakın denetimiyle yürütülmesi gerektiğini vurguladı. “Çalışma, hasta intihar düşüncesi gibi ani güvenlik sorunları dile getirdiğinde veya yazılım en iyi uygulamalara uygun olmayan yanıtlar verdiğinde, ekip olarak derhal müdahale edebilecek donanımda olmamız gerektiğini ortaya koydu. Neyse ki Therabot ile bu tür durumlarla sık karşılaşmadık, ancak üretici yapay zekada bu risk her zaman vardır ve biz buna hazırdık.” dedi.
Jacobson, Therabot’un önceki sürümlerinin iki yıl önceki değerlendirmelerinde verilen yanıtların %90’ından fazlasının tedavi edici en iyi uygulamalarla uyumlu olduğunu ve bu bulguların klinik deneme sürecine geçme konusunda ekibe güven verdiğini ifade etti: “ChatGPT’nin piyasaya çıkışıyla birlikte bu alana birçok giriş oldu. İlk bakışta etkileyici görünen kanıt konseptleri hızla geliştiriliyor, ancak güvenlik ve etkinlik henüz yeterince sağlam değil. Bu alanda titiz denetimin sağlanması, bizi diğerlerinden ayıran önemli bir farktır.”
Kaynak: https://www.sciencedaily.com/releases/2025/03/250327141529.htm
https://home.dartmouth.edu/news/2025/03/first-therapy-chatbot-trial-yields-mental-health-benefits