Teknoloji

14/2/2025

Japonya’nın Fukuşima Felaketinden 14 Yıl Sonra Nükleer Enerjiye Dönüşü: 2040’a Kadar 30 Reaktör Hedefi

2011’deki Fukushima Daiichi nükleer felaketinin ardından nükleer enerjiden kademeli çıkışı benimseyen Japonya, şimdi tam kapasiteyle çalışan 30 nükleer reaktör ile enerji ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Japon hükümeti tarafından hazırlanan ve henüz kabine tarafından onaylanmayan yeni stratejik enerji planı, nükleer enerjinin maksimum seviyede kullanılması gerektiğini öne sürüyor. Plan doğrultusunda, 2040 yılına kadar nükleer enerjinin ülkenin toplam enerji üretiminin %20’sini karşılaması bekleniyor.

Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanan taslak, kömürle çalışan enerji santrallerinin mevcut %70 seviyesinden %30-40 seviyelerine düşürülmesini de içeriyor.

Nükleer Enerjiden Çıkış Planı Reddedildi

Japonya, 2011’deki Fukushima felaketinden sonra nükleer enerjiyi aşamalı olarak devre dışı bırakmayı hedefleyen bir politika benimsemişti. Ancak yeni planda, önceki üç stratejik planda yer alan "nükleer enerjiye bağımlılığı azaltma" ifadesi çıkarıldı. Bu değişiklik, Japonya’nın net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.

Kyoto merkezli Green Action grubunun başkanı Aileen Smith, hükümetin nükleer enerjiye yaptığı yatırımları eleştirerek “Japon hükümeti kaynaklarını nükleer santrallere değil, daha sürdürülebilir enerji seçeneklerine yönlendirmeli. dedi. Smith ayrıca Japonya’daki birçok nükleer santralin eskimiş olduğunu ve mevcut reaktörleri modernize etmenin ekonomik olarak sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Yomiuri Shimbun gazetesinin yayınladığı bir çalışmaya göre, dünya genelinde 40 yaş ve üzeri nükleer reaktörlerin %40’ı aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Japonya’da ise bu oran %20 seviyesinde. Buna karşılık, ABD’deki 94 reaktörden 64’ü—yani toplamın %68’i—2024 sonuna kadar 40 yıl veya daha uzun süredir faaliyette olacak.

Elektrik Talebindeki Büyük Artış ve Nükleer Enerjinin Rolü

Japonya, nükleer santrallerini çalıştırmak için Avustralya ve diğer ülkelerden uranyum ithal etmek zorunda kalacak. Ülkenin enerji ihtiyacının önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde artması bekleniyor. Bulut bilişim ve yapay zeka gibi enerji yoğun sektörlerdeki büyüme, veri merkezleri ve büyük ölçekli altyapılar için daha fazla elektrik tüketimi gerektiriyor.

Hokkaido Electric, artan elektrik talebini karşılamak için reaktörlerini yeniden başlatabileceğini açıklarken, Google’ın çatı şirketi Alphabet de teknoloji endüstrisinin karbon salınımını azaltmak amacıyla nükleer enerjiyi desteklediğini bildirdi.

Nükleer enerji savunucuları, nükleer santrallerin operasyon sırasında sera gazı yaymadığını ve bu nedenle iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynadığını savunuyor fakat söz konusu görüş, nükleer santrallerin büyük miktarda su tüketmesi, toksik atık üretmesi ve doğal afetler ile jeopolitik risklere karşı savunmasız olması gibi faktörler nedeniyle eleştiriliyor.

Özellikle deprem ve tsunami riski yüksek olan Japonya’da, birçok uzman nükleer enerjinin güvenliği konusunda şüphelerini dile getiriyor. ABC News’e konuşan uzmanlar, Japon hükümetinin alternatif enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini belirtti.

Aileen Smith konuyla ilgili “Depremler en büyük tehlike ve hem eski hem de yeni reaktörler için büyük bir risk oluşturuyor. Ne kadar çok reaktör çalıştırırsanız, risk o kadar artar. Eski reaktörleri modernize etmek, hükümetin yenilenebilir enerjiye yatırım yapması gereken kaynakları tüketmek anlamına gelir.” dedi.

Japonya’nın enerji geleceği konusunda alınacak kararlar, yenilenebilir enerji ile nükleer enerji arasındaki dengeyi nasıl kuracağına bağlı olacak.

Kaynak: https://interestingengineering.com/energy/japan-nuclear-energy-focus-renewed