En Son Haberler

Wednesday, December 11, 2024

İnsani yardım kuruluşları, yapay zeka ve dijital teknolojiden yararlanacak.

2024 yılı, insani yardım sektöründeki pek çok kişi için oldukça zor bir dönem oldu. Birleşmiş Milletler (BM), şiddet ve felaketlerden kaçan insan sayısının 120 milyona ulaştığını ve bunun son on yılda iki katına çıktığını belirtiyor. Şiddetlenen çatışmalar ve iklim krizinin etkisiyle, insani yardıma ihtiyaç duyan toplam kişi sayısı ise 300 milyona çıktı. BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşma konusundaki ilerleme, kırılgan ülkelerin çoğunda duraklama ya da gerileme gösteriyor. Bu ülkelerde doğan bir çocuğun yoksulluk içinde olma olasılığı, daha istikrarlı bir ülkede doğan bir çocuğa göre on kat daha fazla.

Bu korkutucu veriler, insani yardım sektöründe yeni bir dalga ihtiyacını ortaya koyuyor: dijital teknolojiler ve yapay zekanın gücünden yararlanarak insani yardım çözümleri üretmek. Yıllardır yapay zekanın potansiyelinden ve risklerinden bahsedildi, ancak bu teknolojilerin "iyilik için" kullanılması gerektiği vurgulandı. 2025 yılı itibarıyla, yapay zekanın insani yardım, kalkınma ve kriz yönetimi alanlarında devrim yaratabileceği öngörülüyor.

Yapay zeka doğru şekilde kullanıldığında, insani yardım faaliyetlerinde ölçek, hız, erişim, kişiselleştirme ve maliyet tasarrufu gibi büyük avantajlar sağlayabilir. Örneğin, Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) ve Airbel laboratuvarı, insani yardım programlarında yapay zeka uygulamalarını araştırmakta ve bu alandaki işbirlikleriyle çözüm üretmeye çalışıyor. Google.org’un desteklediği ve IRC, Cisco Foundation, Zendesk ve Tech for Refugees ile ortaklaşa yürütülen Signpost projesi, mültecilere güvenilir, bağlama özgü ve doğru bilgileri dijital kanallar aracılığıyla ulaştırmak için çalışıyor. Bu sayede, göç yollarında yanlış bilgi ve dezenformasyona dayalı kaçakçılarla mücadele ediliyor ve hayatlar kurtarılıyor.

Yapay zeka ayrıca, krizlerden etkilenen 224 milyon çocuğun eğitimini kişiselleştirmek için de büyük bir potansiyel sunuyor. Ancak, özellikle Afrika dillerinin desteklenmemesi, yapay zeka uygulamalarının bu bölgedeki etkinliğini sınırlıyor. Lelapa AI gibi Afrikalı organizasyonlar, Afrika dillerini anlayan yapay zeka modelleri geliştirerek bu durumu değiştirmeye çalışıyor. Aynı zamanda, OpenAI de kar amacı gütmeyen kuruluşlar için ChatGPT’ye daha düşük maliyetli erişim sunmaya başlamış.

Sonuç olarak, dijital teknolojilerin ve yapay zekanın insani yardımda kullanımı, bu alandaki verimliliği ve etkinliği artırabilecek büyük bir fırsat sunuyor. Ancak, bu fırsatlar doğru şekilde kullanılmalı, yerel ihtiyaçlar ve koşullar göz önünde bulundurularak daha kapsayıcı ve etkili çözümler geliştirilmeli.